05 Nisan 2011 Salı günü Uluslararası Saraybosna Üniversitesi konferans salonunda üniversite öğrencileri ve akademisyenlere hitap eden İbrahim Zeyd Gerçik hocamız “Bir Yönetim Modeli Süleymaniye” konulu çalışmasının sunumunu gerçekleştirdi. İbrahim hocamızın sunumu ve soru bölümü de dahil konferansımız 2 saate yakın sürdü. Hocamız Program sonunda kitaplarını imzalayarak öğrencilerle sohbet etme fırsatı da buldu. İbrahim hocamızın konferansa konu olan kitabı ” Bir Yönetim modeli Süleymaniye, Yönetim Psikoloji ve Kurum Kültürü” nden bazı notları buradan paylaşalım.
Bu eserin ilham kaynağı, yöneticilere yönelik birden fazla disiplinle bütünleşmiş, farklı bir eğitim yöntemi geliştirme isteğidir. Kendi öykümüzden, tarihi derinliğimizden yola çıkarak, tarih, edebiyat, sanat, mimari, şehircilik, psikoloji ve yönetim disiplinlerini bir modelin bütünlüğünde okumak bu yöntemin oluşturduğu farktır. Bu okuyuşu günümüze taşıyarak yeni bir bakış, farkındalık ve duyarlılık oluşumuna katkı yapmak ise bu eğitim yönteminin amacıdır. Bu eser aynı zamanda bu eğitim yönteminin kuramsal çerçevesidir.
Bugünün adımlarıyla güçlü bir yarını inşa edebilmemizin; uzun ömürlü, güçlü ve esnek yapılar kurabilmemizle mümkün olduğu düşüncesindeyim. Bize bu konuda yol gösterebilecek tarihimizdeki hâkim zirve ise “Osmanlı Medeniyeti”dir.
Her medeniyet dünyayı yeniden tanımlama ve anlamlandırma projesidir. Her medeniyet bu projeyi kurumsal yapılarla inşa eder. Osmanlı medeniyetinde bu görevi yüklenen en önemli kurumsal yapılar ise “külliye”lerdir. Külliyeler içinde en iyi örnek ise Süleymaniye Külliyesi’dir. Bugün yönetim geleneğimizi besleyecek ve uzun ömürlü yapılar oluşturmamızı sağlayacak ilkeler “külliye” modeli içerisinde gizlidir.
Bu eserde Süleymaniye Külliyesi’nin varlığındaki bilgiler, kurumsallaşma, kurum kültürü, değişim, kriz yönetimi, liderlik ve yönetim psikoloji çerçevesinde yorumlanmıştır.
Her bölümde önce tarih, sanat tarihi, mimari ve edebiyat disiplinleri çerçevesinden Süleymaniye’ye bakış ortaya konulmuş ardından bu bütünlük yönetim ve yönetim psikolojisi açısından ele alınmıştır. Bu yaklaşım la Süleymaniye Külliyesi farklı disiplinlerin sentezinde bütünsel olarak ele alınarak tanıtılmış, aynı zamanda yönetsel ve psikolojik yorumlarımızın dayandığı düşünsel zemin ortaya konulmuştur.
İlk aşamada sanat, edebiyat, tarih, mimari ve şehircilik konusunda sahasında saygın isimlerin görüşleri sentezlenmiştir. Bu kısımlarda mümkün olduğunca yorumlamalara yer verilmemiş yönetim ve psikoloji konusundaki yorumlar ayrı başlıklarda değerlendirilmiştir. Bu yorumlar tamamen özgündür. Bu kısımlarda referans görüşlere ve kaynaklara genelde başvurulmamasının nedeni zaten eserin bu konuda ilk olmasıdır.
Yönetsel ve psikolojik yorumlar ele alınmadan okunduğunda ise eser geniş kapsamlı bir “Süleymaniye Külliyesi Rehberi”dir. Bu noktadan bakıldığında eser mimari terminolojiye boğulmadan bu güne kadar yapılan temel çalışmaların özünü aktarmaya çalışan özelliğiyle öne çıkmaktadır. Böylece sanat, mimari ve tarih okuyucusuna “Süleymaniye Külliyesi” üzerine bütünleyici bir eser sunulmaktadır.
Bu yaklaşımın diğer bir amacı da eseri okuyacak olan yöneticilerin, tarih ve sanat konularında farkındalık oluşturmalarına katkı sağlamak, tarihi derinliğimizi yönetim dünyamıza taşımalarına yardımcı olmaktır.
Yönetsel ve psikolojik çözümlemelerle birlikte eser bir bütün olarak okunduğunda ise günümüz yönetiminde bize yol gösterecek uygulanabilir bilgi ve ilkelere ulaşılır. Çalışmanın temel amacı da budur. Ancak insan iradesine saygı ve insanlara seçim özgürlüğü tanımak için iki bütünlük birbiriyle karıştırılmamıştır. İsteyen bir rehber olarak, isteyen de bir “Medeniyet Modeli”nin yönetsel ve psikolojik analizi olarak eseri okuyabilir. Sonuçta her okuyucu neyi arıyorsa onu bulacaktır. Çünkü gerçeklik var olan değil algıladığımızdır.
Bugün birçok depremi, yangını ve toplumsal değişimi aşarak dimdik ayakta duran Süleymaniye Külliyesi; 453 yıllık yaşıyla sürekliliği ve kurumsallaşmayı anlatan, İstanbul’un tepesinde bir ulu çınardır.
Süleymaniye, sadece mimari ve sanatsal açıdan öne çıkan bir eser değildir. Bir şehircilik, kültür ve yönetim modelidir. Hepsinin üzerinde bir dünya tasavvuru, bir medeniyet genidir.
Bu gen, bünyesinde güçlü bir kültür inşa etmenin, kurumsallaşmanın ve yönetim psikolojisinin şifrelerini taşımaktadır. Bu eser bu şifreleri analiz etmek iddiasıyla ortaya konulmuştur. Aynı zamanda alanında ilk ve öncü olma niteliğini de taşımaktadır. Bir ilki oluşturmanın, öncü olmanın verdiği sorumluluk ve sevinci hissederken, esere ilişkin yapıcı eleştirilerin yeni çalışmaların motivasyonu olacağını da ifade etmek isterim.
Bu eserin oluşturmak istediği zihinsel farkındalığın özü, Ahi Şeyhi Edebali’nin Osman Gazi’ye aktardığı sözlerde ifadesini bulur:
“Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.”
Yapmak istediğimiz sosyal ve kültürel katkıyı ise Turan Oflazoğlu’nun sözleriyle özetleyebiliriz:
“Dünü, bugünün dinamiği haline getirmek gerekir.”